- Seri: Tarih
- Ebat: 13,5 x 21 cm
- Sayfa Sayısı:200
- ISBN:978-625-8437-50-8
- Basım Yılı:Mayıs 2023
- 2. Baskı -Nisan 2024
- Çevirmen:Muhammed Murtaza Özeren
“Banaji’nin kendine özgü gibi görünen ama aslında son derece sofistike ve özgün tarihsel analiz yaklaşımı, günümüz akademisyenleri için sadece hoş bir teşvik ve meydan okuma sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda onlara uzun yıllar boyunca düşünecekleri çok şey sunuyor”
Marcel van der Linden
Kapitalizmin küresel tahakkümünü tesisi –hem meslekten olmayanlar hem de Marksist tarihçiler tarafından– hâlâ büyük ölçüde 18. yüzyıl Britanya’sında belirleyici atılımını yapan sanayi kapitalizmiyle ilişkilendirilmektedir. Tarih Olarak Teori’yle tanıdığımız Jairus Banaji bu yeni çalışmasında yüzyıllar öncesine gidiyor ve bu sıçramadan önce, emeği ve üretimi dünya ölçeğinde şimdiye kadar nadiren takdir edilen bir ölçüde yeniden düzenleyen uzun erimli bir eğilime dikkatleri çekiyor: “ticari kapitalizm”.
Merkezinde sadece Avrupa’nın olduğu bir resimden çıkıp, çok merkezli, sınırların akışkan olduğu, canlı modern öncesi dünyanın kapılarını aralıyoruz. 8. yüzyıldan beri Guangzhou’da ticaret yapan Müslüman tüccarların kantonlarını, 1216’da İskenderiye’de kaydedilen 3000 Avrupalı tüccarı, Konstantinopolis’in ve daha sonra İstanbul’un ticari hâkimiyeti için savaşan Cenevizlileri, Venediklileri ve İspanyol Yahudilerini tanıyoruz. Karşımızda sürekli hareket hâlinde olan, birbirine bağlı ve sanayi öncesi kapitalizm tarafından giderek daha fazla tahakküm edilen bir dünyanın zengin ve küresel bir portresi beliriyor. Banaji’nin çizdiği manzarada, Avrupa’nın dünya egemenliğine yükselişi eşsiz bir dehaya işaret etmez, daha ziyade ticari kapitalizmin devlet gücü ile belirgin bir şekilde kaynaşmasından doğan yeni bir biçimin yükselişini gösterir.
“Jairus Banaji, akıllara durgunluk veren birikimi, farklı dillerdeki olağanüstü tarihsel malzemelere hâkimiyeti ve kabul görmüş dogmalara karşı kuramsal açıdan sofistike bir meydan okumayla, kapitalizmin ortaya çıkışına ve çeşitlerine dair sürükleyici, düşündürücü ve gerçek anlamda küresel bir hikâye sunmak için pek çok Avrupa-merkezci anlatıyı yerinden ediyor.”
Laleh Khalili