İslâm dünyası çok erken tarihlerde farklı kültürlerle karşı karşıya gelmiştir ve kompleksiz diyebileceğimiz bir tavırla bütün bu kültürleri tanımaya, anlamaya, tenkide ve seçmeye tabi tutarak benimsemeye yönelmiştir. Bu ameliyenin neticesinde yalnız İslâm felsefesi ortaya çıkmakla kalmamış, kelâm, tasavvuf, fıkıh usûlü, tefsir başta olmak üzere nerede ise bütün İslâmî ilim alanları bir şekilde bu kültürlerden etkilenmiş, yer yer değişime uğramış ve zenginleşmiştir.

Yunan felsefesinin ürünlerini günümüze ulaştıran kanallar arasında İslâm dünyasındaki çalışmaların birinci derecede etkili olduğu da bugün bilinen bir hadisedir. Eflatun ile İbn Arabi, Aristo ile Gazali, İbn Rüşd arasında yapılan ve yapılabilecek olan karşılaştırmalar bu açıdan önem arzediyor.

H. Ömer Özden’in metafizik konular çerçevesinde İbn Sina ile Descartes arasında yaptığı karşılaştırmalar ve tespitler Türkiye’deki İslâm felsefesi tarihi çalışmalarına bu açıdan bir katkıda bulunacaktır.